Kutsal Köpek

‘’Tanrının merhameti sonsuzdur ve ona güvenin.’’ ‘’Tanrının gazabı sonsuzdur ve ondan korkun.’’

Tanrının kendisi bile çelişki içinde olurken, yarattığı insanların mantıklı davranması zaten saçma olurdu. Ben kimseden mantıklı davranmasını istemedim. Çatışma ve kaosun dünyayı hatta evreni yöneten yasalar olduğunu öğrendiğim gün, tanrının da ne kadar basit bir varlık olduğunu anlamış oldum. Tanrıyı öldürmeliyim.

Aslında bakarsanız tüm evreninde yok etmem gerekiyor. Bu kaosu çözmek isteyen varlıklar elbet çıkacaktır. Onları da yok etmem gerekiyor. Kendimi yok etmem gerekiyor. Kendimi yok edersem, tanrıyı ve tüm evreni de yok etmiş olacağım. Her şey senle başlar. Her şey senle biter. Her yer, her şeyin seninle başlayıp seninle biteceğini söyleyen insanlarla doludur. Her yerde yalancılar ve aptallar vardır. Aptallar o kadar aptaldırlar ki aptal olduklarının farkında bile değillerdir. Aptallar başka aptalları parmakla gösterip, ‘’ bakın bu bir aptal’’ derler. Ama ben aynaya baktığımda bir aptal görürüm. Bir de aya çıktığım zaman dünyadaki aptal karıncaları saymaya çalışırım. Saydıkça bitmez aksine daha da çoğalırlar. Bende bu yüzden saymayı bıraktım.

Benim on el parmağım var. Bazı insanlarda daha az parmak sayınca aslında matematiğin de bazı noktalarda yanıldığını düşündüm. Sonra bir gün Hakan Günday dedi ki; ‘’ bir ile iki arasında sonsuz sayı var ise iki nasıl gelebilir.’’ O gün matematik inancımı da kaybettim. Tüm insanlık adına inancımı kaybettim. Kendime olan inancımı kaybettim. Çünkü zamanında çok şey kaybettim. Mesela bir gün kendimi kaybettim. Kendimi ararken kendime bakarken buldum. Aslında ben hiç kaybolmamıştım. Zihnim beni terk etmişti ve ben farkına varamamıştım. Farkına vardığım da ise zihnim yerini almış ve ellerimde kırmızı bir sıvı bırakmıştı. Hayır bu sıvı burnumdan akıyordu. Burnumdan bir çok şey akabilirdi ama benim burnumdan kırmızı bir sıvı aktı.

Beynimde normal çalışabilirdi tabi ki! Ama benim beynim ben doğmadan önce şekillendi. Üç milyon yıl önce. Yoksa iki milyon yıl mıydı? Dünyanın yaşı ile kendi yaşımı kıyasladığım zaman da olabilir. Aslında hiçbir şey olmaz. Siz olmazsınız. Ben olamam. Ben sen o- biz siz onlar. İnsanı / insanları belirtmek için kullanılan terimler çok komik. Komik olan diğer şey ise tanrı. Tanrı da çok komik. Yaptığı sınav ve yarattığı evren de komik. Bu kadar büyük bir evren yaratması çok komik. Bence daha da büyük bir evren yaratıp daha da komik olabilirdi. Ama o bir tanrı ve onun espri anlayışı çok kötü. Merhameti ve gazabı kadar komik. Kediye verdiğim su için merhamet duyarken. Kendisini ret ettiğim içinse çok kızgın. Ama ben bir kediye su vermiştim. Suyun üstüne bir iki damla rakıda damlattım hatta. Aahhh tanrım bu beni günahkar yapar mı?

Bir köpek vardı. Bir bar köpeği ve kendisi bir alkolikti. Bira göbeği olan insanlardan daha fazla bira  göbeği olan bar köpeği. Tanrım onun için dua etmek istiyorum. ‘’Tanrım lütfen onu gazabına uğratma, o iyi bir köpek. Kimseye havlamazdı ve sadece ona uzatılan yiyecekleri yerdi. Kimseyi rahatsız etmezdi, onu sevenleri severdi. Hatta onu sevmeyenleri de severdi. Ben sevmezdim onu ama bana seni seviyorum der gibi bakardı. Tanrım lütfen ona merhametini sun. O sadece bir köpek ve tek kötü alışkanlığı bira içmekti. Benim ikram ettiğim biraların günahını da ondan al bana ver tanrım. Çünkü ben senin gazabına uğrayacağım ama o sadece bir köpek. Sevimli ve kimseye zararı olmayan bir köpek. Amin.’’

Gazaba uğrayacağım. Tanrıyı sevmediğim için. Oysa tanrının benim gazabıma uğraması gerek. İçimdeki sevgiyi yerle bir ettiği için. Sevgi kavramını dünyaya gönderdiği ve onu da yok ettiğ için. Aslında sevgi kavramını yarattığı için gazaba uğramalı. Aslın da bir çok konuda gazaba uğramalı. Bir anneyi evladından ayırdığı için. Evrimi iyi yönlendiremeyip renkleri keşfedemeyen insanalar tarafından da gazaba uğramalı. Aha! Unutmadan tabi koşamayan, konuşamayan, duyamayan tüm insanlar tarafından da gazaba uğramalı. Dünyaya bebek olarak gelmiş ve bebek olarak kalamayan tüm insanlar tarafından gazaba uğramalı tanrı.

Beyler ve bayanlar. Yaşanan tüm bu olaylar kurgusunun yanlışlığı, saçmalığı, gereksizliği ve egodan dolayı herkesi, birbirini öldürmesini ve sonrasında tanrıya karşı birlik olmaya davet ediyorum. Dünyada kalan son kişi ise sözüm sanadır. Son gücünle kafana sıkabilirsin, bileklerini kesebilirsin, yüksek katlı bir binadan atlaya bilirsin, kafasını pres makinesine sokarak beynini tost yapabilirsin ama sakın korkmamalısın. Biz tanrıyı alt edenler, gelip seni cehennemden kurtaracağız ve sen bar köpeği ile birlikte kimseye zarar vermeden gün batarken cennetin denizinden, biralarınızı yudumlayacaksınız. Bana da bir bira ayarlarsanız sevinirim.

Ben bira sevmem. Bira içene neden bira seviyorsun diye de sormam. Bira sevebilir insan. Rus kardeşim. Bana Türkçe diline çevrilmiş haliyle ‘’Rus Standardı’’ isimli Rus votkanızdan getirirseniz de sevinirim. Yalan söylemeyeceğim. Sevinmem sadece sevinmiş numarasını iyi yaparım. Ben çok güzel numara yaparım. Numara yapanı anlamam. Her kes numara yapar. Yalandan yere ağlar yalandan yere güler ama ben gülmem de ağlamamda. Ben bir deli gibi odamda tek başıma gülerim ve ağlarım. Deli olabilir miyim? ‘’Deli olabilir miyim?’’ cümlesi bir soru cümlesi değildir. Bir yalvarıştır. Deli olan adamın, deli olmak için yalvardığı cümledir.

Deliler, deli olmak için yalvarmaz. Akıllılar deli olmak için yalvarıyorsa delidir. Deli olmak bir yaşam biçimidir. Bu kadar çelişki içinde ki tanrı ise zır delidir.

Kutsal Köpek” üzerine 2 yorum

  1. Bu çok güzel bir yazı ama aslında bu yazıya güzel dersem acaba dinden çıkar mıyım gibi bir düşünce kaplıyor içimi. Ama bir yandan da bunlar benim her gün aklımdan geçenlerin yazıya dökülmüş hali. Ve aslında özümde inançlı biriyim. Ama aklım inanmamak için direniyor. Akıl ve inanç ikisi de kafayı yemiş olmalı..

    Liked by 1 kişi

  2. “Gazaba uğrayacağım. Tanrıyı sevmediğim için. Oysa tanrının benim gazabıma uğraması gerek. İçimdeki sevgiyi yerle bir ettiği için. ”
    Okuduğum en haklı deli saçması. Çok doğru, çok güzel.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın